6 Kasım 2009 Cuma

Ayça'ma

Merhaba Ayça,
Başlığı neden böyle attığımı merak edebilirsin.Küçük kızıma bir gönderme.Aralık ayında 2 yaşını dolduracak.Bilirsin çocukların ,o beceriksizce konuşmaya çalıştıkları bu dönemde ,yıllar geçsede akılda kalıcı bir veya bir kaç takıntıları olur.Küçük kızımın ki de bu.Birşey yapacağı veya biriyle konuşaçağı zaman kullandığı bir takı -me ,-ma.Hani şu 1 lira ile çalışan küçük mekanik oyuncaklar varya,gecen hafta sonu gittiğimiz alışveriş merkezinde bunları görünce Z.Ceren çıldırdı.Daha alışveriş merkezinin kapısından içeri adım atar atmaz.Başladı bağırmaya"BALIĞIMA,DÜDÜTÜME,ATIMA."Yani onlara binmek istiyormuş da onu anlatmaya çalışıyor.Ha ha ..dünya neşesi onlar.
Yazamadım yine yazamadım sana ama geçerli bir nedenim var.Migren gibi savaşmam gereken ama daha çok fiziksel bir rahatsızlık olduğu için daha zor bir savaşın eşiğindeyim.Yaş 40 ama dizlerimdeki aşınma sınır ötesinde ve zorlu bir ameliyat geçirmem gerektiğini öğrendim.Bunu daha sonra anlatıcam.İNŞALLAH

Ve migren...
Ben yıllarca migrenle yaşadım.Onunla yaşamayı öğrendim her migren hastası gibi.Ama ona hiç bir zaman teslim olmadım.Üniversite yıllarımla beraber bir başkaldırış başlamıştı.Yatım dinlenmeleri çoktan kaldırmıştım.Ama gene ilaçlar alınıyordu ağrının geleceğini hissettiğim an.VE BİR GÜN İP KOPTU.20 li yaşlarımın son yılları 27 yaşındaydım.Bir süredir devam eden ama önemsemediğim diş hassasiyeti bir gün beni diş doktoruma gitmek zorunda bıraktı.Kanal tedavisi yapıcak ağrı kesiciyi yaptı,biraz bekledi çalışmaya başladı ,ıhhh dişi hissediyorum.Tekrar ağrı kesici yaptı biraz daha bekledik ,hadi bir daha denedi yok yok olmuyor.3.yü yapamam böyle çalışacağım dedi.Yandım Anam diye bağırıcam bağıramıyorum.Zaten oldum olası o metal aletlerin dişimde çalışmasından nefret ederim.Sonrasında Dişçimle konuşurken bunu aldığım ağrı kesicilerin yapmış olabileceğini kanaat getirdik.O gün MİGREN benim için, hayatımdan tamamıyle uzaklaştırılması gereken bir olay haline geldi.Ne mi yaptım?
  • Hiç bir şekilde ağrı kesici almadım,
  • Migren atakları geldiğinde mekan ve zaman sınırlaması olmadan güneş gözlüklerimi taktım,
  • Çok gerekli ise bir süre dinlendim,
  • Yaşadığım mekanların ışıklarını kendime göre ayarladım,
  • Güneş gözlüğü seçimimi bile ona göre yaptım.Yanları tamamıyle kapalı,koyu renk camlı gözlükleri tercih ettim.

Güneş gözlüğü ile ilgili ilginç anılarım oldu.Kimi nahoş,kimi komik.Ama bir tanesi bizim millet olarak farklı olan insanlara bakış acımızı o kadar iyi anlatıyordu ki.Farklı derken,her tür farktan kastım.Derisinin rengi,sakat olması,hasta olması,kimi zaman kadın olması zaman zaman turist olması.BİZDEN DEĞİL BİZE BENZEMİYORLAR YA..Ben hiç umursamadan taktım gözlüklerimi.Eğer o zaman o insanları umursamış olsaydım."Ay ne derler,bana gülerler mi acaba"DİYE DÜŞÜNSEYDİM bu hastalığı tarihe gömemezdim.Biraz psikosomatik bir rahatsızlık biliyorsun.

O dönem Karaköy'de bir gümrükleme firmasında çalışıyordum.Firma sahibi iki kardeş çok bambaşka insanlardı.Her konuda açık fikirliydiler.O kadar toplantıya giriyordum.Gözümde koçaman güneş gözlükleri ile bir kez dahi ters bir şey duymadım kendilerinden.Ama sonradan işe başlayan bir personel beni çok havalı bulmuş ki,bunu birkaç kez dile getirdi.Gerekli cevabı benden aldı ama niye böyleyiz niye at gözlüklerimizi çıkarıp etrafımızda ki insanlarla biraz daha ilgili olamıyoruz sorusunun etrafında döndüm durdum.Bu konu çok derin...

Hiç kolay olmadı.Ataklar ağrı kesici almadığım dönemde sanki daha bir şiddetli geldi.Ben sürekli ağrı kesici kullanmıyordum ama ağrının geleçeğini hissettiğim ana alıyordum.Bu bile yeterli bir doz aşımı yapmıştı vücüdumda.Almadım almadım ve almadım.Yavaş yavaş şiddeti azalmaya başladı.Ama bu yalnızca fiziksel bir takım şeyleri yaparak olan bir şey değildi.Büyük bir bölümü psikolojik bir savaştı.İnadım,gercekten inandım ve bitti.BİTECEK DEDİM BİTTİ.HATTA BİTTİ DEDİM.Yıllar sonra SECRET adlı kitabı okurken buna bir kez daha inandım.Bunu hayatımda kazanılmış ciddi bir kişisel başarı olarak görüyorum.2 sene gibi bir zaman diliminde tamamıyle çıktı hayatımdan.Söylediğim gibi ilk zamanlar hiç kolay değildi.Ama zamanla azalmaya başladığını görünce daha bir sıkı sarılıyorsunuz.

Sigaranın önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.İyi kokularla yaşamalısın.Rahatlatan aromatik terapiler destekleyici olarak kullanılabilir.Artık bu tarz esans ve yağlar her aktarda bulunabiliyor.Bunlarla ense ve alna masaj yapmak ciddi bir rahatlatıcı etki sağlar.Bu kişisel bir tavsiye.Ağrının geldiğini hissettiğin zaman en mutlu olduğun anı düşün veya kendini olmak istediğin yere ışınla hayalinde.Bu da çok etkili.Spor olmazsa olmaz.Kan dolaşımının düzenlenmesi ve daha kaliteli oksijen için gerekli.Yapamam vaktim yok diyor isen,çok basit esneme ve germe hareketlerinin düzenli yapıldığında sana çok faydası olduğunu göreceksin.Basit hareketler düzenli yapıldığında beden de inanamayacağın değişikliklere neden olur.SARKIT VE DİKİTLER NASIL oluştu ?Küçük bir damlanın zaman içinde yaptığına bir bak.Basit ve kolay diye küçümseme hareketleri,illaki pahalı bir salona gidilecek,pahalı aletler alınacak diye bir şey yok bunları evde tek başına yapabilirsin.

Sonuç;Biraz biraz yapılan ama güçlü bir inanç ve iradeyle desteklenen düzenli beslenme,spor ve kendini rahatlatma bu savaşın püf noktası.

AYÇA'MA

Kendine ve yine kendine iyi bak arkadaşım

2 yorum:

  1. Canım benim ne güzel yazmışsın. Dişci ile yaşadığımız sorun demek ki aynıymış. Ama ben hiç migrenden dolayı kullandığım ilaçlarda aramamıştım suçu. 3 tane iğne yapardı dişçim yine hissederdim yine hissederdim :)

    Ben şuna inanıyorum ki doğruluğunu da kanıtladım aslında. Huzur ve sevdiğin insanlarla yaşamak, sevdiğin işlerle uğraşmak herşeye çözüm. Ben çok uzun zamandır yaşamıyorum işte bu yüzden migren illetini. Ama ne zaman ki stres yapsam işte orada tekrar ortaya çıkmaya çalışıyor.

    Benim bir de üst solunum yollarıml ilgili bir rahatsızlığım var ve bazen bu tetikleyebliyor. Ama umursamıyorum :D Görmezden geliyorum onu.

    Herşey bizim elimizde aslında di mi. Ne kadar inanırsak o kadar çabuk istediğimize kavuşuyoruz. Secret'ı ben de okuduğumda farkında olmadan inanarak başardığım ve aslında hayatımı değiştiren şeyleri gördüm :)

    Küçük kızını ve seni çok öpüyorum, kendine çok iyi bak...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Ayça,evet aynı yollardan geçmişiz.VE EVET herşeyden önce huzur .
    Sevgi ile kal

    YanıtlaSil