7 Mayıs 2009 Perşembe

Yuppi NİHAYET TATİL

Evet bayağı gecikmeli oldu.Yazlık evimize geçiş hazırlıklarımız uzun zamandır devam ediyordu.Götürülecek şeyler,bitirilmesi gereken işler,randevular ,misafirler derken bir tek kayıt giremedim.VE BENİM İÇİN küçük bir sorunda yazlıkta internet bağlantımın olmaması.Muhtemelen fazla giriş yapamıycam.Ben ve bloğum tatile çıkıyoruz anlıyacağınız
Hepinize iyi tatiller
Sevgi ile kalın

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Hadi Soğan Yiyelim!


Soğan sever misiniz? Ya sarımsak?Kimileri sevmez.Biz ailecek bayılırız.Allah'tan eşimde seviyor.Bu sene ilk kez saksıda şöyle şifalı birşeyler yetiştireyim dedim.İlk ektiğim taze yeşil soğandı.İlk filizler çıkmaya başladı.Harika görünüyorlar.Sırada dereotu,roka,nane,fesleğen,maydonoz var.Fesleğen her yaz muhakkak olur saksıda ama bu sefer amacımız ondan şifa kaynağı olarak yararlanmak.Kokulu bitkileri seviyorum.Bu nedenle bahçeye özellikle biberiye,lavanta,lavantin ekmiştim.Şimşirinde yağmur sonrası çok güzel bir kokusu oluyor.Küçük bir şimşiri gecen sene almıştım onu saksıda büyütmeye çalışıyorum.Şimşirler çok gec büyüyen bitkilerden.Ortalama bir basket topu boyutuna gelebilmesi nerdeyse 4 sene alıyor.


Biz gelelim soğanlara.Eminönünden aldığım arpacık soğandan daha ufak olan bu soğanları saksıya dikmek yeterli oldu.10 gün sonra ilk filizleri çıkmıştı bile.
Toprak olarak yalnızca torf kullandım daha iyi beslensin diye.
İzleyenler bilir,Oktay Usta'nın mutfağında hiç eksik olmaz saksı bitkileri.Hem görüntüsü hoş oluyor hem herzaman elinizin altınta taze taze yeşillikleriniz oluyor.Eğer mutfak balkonunuz var ise daha hoş.Benimkilerin bir kısmı mutfakta duracak bir kısmı ise balkonda.Sabırsızlıkla bekliyorum.AAA birde kızımın çilekleri var.Onları bir sonraki yazıda anlatırım artık.

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Ne İyi Ettin de Geldin Dünyaya



Ne iyi ettin de geldin dünyaya,Annesinin kurabiye canavarı ,Babasının Toruncuğu,Ablasının ve Eniştesinin herşeyi,Abisinin ve Yengesinin birtanesi,Cey,Cen,Han ve J.Ce nin oyun arkadaşı,Tanı'ın biricik Eşi,TuTu ve AZR nın Kıvırcık Topağı,TüTü ve Ati nin olmayan kız kardeşleri,MeB ve AhM ''nin biricik gelinleri ,kızları Ne iyi ettinde geldin dünyaya.Annem iyi ki Babaannem'in sözünü dinlemiş ,dinlemişte seni doğurmuş.


1982 Mayıs ayının 3'ü akşamı gürül gürül yağmurlar eşliğinde geldin dünyaya.Sen doğana kadar uyumadan beklemiş ,bir süre sonra bekleye bekleye sıkıntı basmıştı beni.Habire sağlık oçağına gidiyor "Daha doğmadı mı" diye soruyordum.Hani Annem diyor ya "kızlardan çok çektim ama oğlum su gibi doğdu" diye ben şahidim sana.Uyku gözlerimden nasıl akıyordu.Ce saatler öncesinden bayılmış uyuyordu.Sabahta okula gidecektim.Bekle ha bekle .En sonunda Babamda dayanamamış sağlık ocağına gitmişti.Allah'tan sağlık ocağı hemen lojmanın yanı başındaydı da rahat rahat gidip geliyorduk.Babam rahattı çünki ebeleri yakından tanıyor onlara güveniyordu.Hem birşey olacak olsa kendisi hemen müdahale edebilirdi.Babamı bilirsin,bazen inanılmaz rahat olabilirdi bazan de inanılmaz derecede titiz.
Sonunda ,ses eve geldi diyemiycem ama o kadar çok yağmur yağıyor ve gök gürlüyordu ki sen geldin.Tam uyumak üzereydim.Babamla annem gelmişti.Şu rahatlığa bak.Normal doğumun nimeti işte bu kardeşim.Doğurursun ve eve gelirsin.Sabah spora bile hemen başlayabilirsin.Harika...Yaradanın insanlara verdiği lütuflar a kadar çok iken bizler nasıl inkar yolunu seçiyoruz .Normal doğum dururken deli gibi neden sezeyanı tercih ediyoruz anlaşılacak gibi değil.

Ufacıktın ,ışıklar kesilmişti gaz laması yanıyordu.Seni koltuğa yatırdı annem .Neden kendi yatağına yatırmadı diye düşünmüştüm.Malum mayıs ama havalar şu an olduğu gibi soğuk -bir türlü baharı göremedik -Soba oturma odası diye kullandığımız yerde yanıyordu.Anadoluda ki bütün lojmanlar aynı tarzdı o dönem çok iyi hatırlıyorum.Ana yaşam odası ve onun etrafında yatak odaları.Dolayısıyle soba bu yaşam alanında yanar,gerekirse kapılar açılarak diğer odalara da sıcaklık gitmesi sağlanırdı.Annem lohusalığını orda geçirdi,sende kah onun yanında kah koltukta yattın.Hani şu 40 seneyi devirmiş ama hala sapa sağlam duran cam mobilyadan olan koltuklar var ya işte onlar senin ilk yatağındı.Annem senin hep sakat olduğunu düşünmüş,biraz zayıf doğmuşsun.Aslında bacakların o kadar uzun ve ayakların o kadar büyükmüş ki sanıyorum Annem o yüzden öyle düşünmüş olmalı.Eminim Babam'ın kafasının etini yemiştir.Bu çocukta birşey var diye.

Babaanem seni ilk gördüğünde hemen bacaklarını incelemişti.Hiç unutmuyorum.Eski kadınlar birbaşka oluyor.Anında senin profilini çizmişti.Uzun boylu olacağını,bacaklarının çok düzgün olacağını gibi şeyleri söylemişti.O bunları söyledikten sonra ben senin altını her değiştirmede bacaklarına dakikalarca bakardım,nerden anladı diye.Aslında bunu bana söylemişti.Babamda bilimsel bir açıklama getirmişti.Kaval kemiğine bakıyordu.Ama ben kadar baksam birşey anlamıyordum.Hatta Cey doğduğunda da bakmıştım,bir de Babam'a sormuştum ama O fazla bir yorum getirmemişti o zaman.Hastalığından sonra daha çok kendi ile ilgilenir olmuştu.Böyle basit sorular veya başkalarının hastalıklarından ziyade kendi ön plana çıkmıştı.Halbu ki nerdeyse 35 sene öncelikli olanlar kendinden gayrı olanlardı.Hayvanlara karşı hassasiyetini son dakikaya kadar sürdürdü.Bir sinek yüzünden Annemle tartışmalarını hiç unutmam.Sonucunda annem sineği öldürecek diye onun tabiri ile -Canım vazosunu -kırmıştı-Sinek bile olsa yaşamaya hakkı vardı Babam' göre .Sonucta rahmetli Babaannemin söyledikleri aynen çıktı.Babaannemi hatırlarsın ömür bir hatun idi.Ne hikayeler anlatırdı.Hafızası korkunç kuvvetliydi.Muhacirlikten,Rus'ların Trabzon'a kadar gelmelerinden ,Ermeni ve Rum komşularının yaptıklarından nasıl bahsederdi.Canlı tarihti.Babaannemdeki bu özellik Büyük Amcam'da da vardı .Allahım yazacak o kadar çok şey var ki.Peki Ya sen gelmden önce olanlar
1981 senesinin sıcak bir Ağustos ayında erkek kardeşimin sünneti nedeni ile gelenler yüzünden evimiz hınca hınc doluydu.Anneannemler,teyzemler,dayımlar ve kuzenler.O kadar insan nerde yatmıştı pek hatırlamıyorum ben .Doğal olarak biz lojmanın bahçesinde oyun peşinde, akşama kadar vaktin nasıl geçtiğini anlamadan yazın o sıcak günlerini geçiriyorduk.Nasıl güzel bir çocukluk anlatamam.Şimdiki çocuklarla kıyaslayınca açıkcası onlar için üzülüyorum.Okul,sınav,kurs üçgeninde zamanları geçerken arada vakit bulabilirseler hobi faaliyetlerine zaman ayırmaya çalışıyorlar.Halbuki eğitim sistemi bu mu olmalı.Vah ülkem vah çocuklarım.Hergeçen gün iyiye gideceği yerde bozulan Ülkem,bozulan Dünyam.

Sünnet bitmiş onca misafir geldiği gibi gitmişti.Annem bir gün kardeşimiz olacağını söylemişti.Benim başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş,niye bize sorulmadığını ,niye bizim fikrimizin alınmadığını,belki de bir kardeş istemediğimizi söylemiştim.Annem ise Babaannem'in bir çocukları daha olmasını istediğini-BİR OĞUL HİÇ OĞUL bir tane daha yap demiş.Annem ise ya kız olursa demiş o da olsun evladın kızı erkeği olmaz demiş.Ben 12,erkek kardeşim 10 yaşında idi.Kıskanclık değildi benim ki.Tek nedeni artık büyümüş olmam ve bir aile bireyi olarak benimde fikrimin sorulması gerekliliği idi.Ama öyle olmamış tam anlamıyla bir süpriz olmuştu.İlk şoktan sonra hatırladığım kadarı ile hep kız olacağını ümit etmiştim.Çünki hep kız isimleri düşünüyordum.İkinci şokuda orda yaşadım,Annem kendi Annesinin ismini koymak istiyordu.Bense daha güncel ve modern bir isim olsun istiyordum.Çiçek ve Papatya olsun istiyordum.Ha evet annemin bir alternatifi daha vardı Sedef.Sonuçta Anneannemin isminin koyulmasına karar verildi.Ve sen bütün herşeyinle hayatımıza dahil oldun.
İyi ki varsın
iyi ki doğdun